6 Eylül 2010 Pazartesi

doğru bildiğimiz yanlışlar.

Tanrı tarafından mı seçildi bilemem, ama hayatta seçilmiş insanlar vardır.
Sizde onlardan biri olabilirsiniz.
Siz var ya siz, ölün daha iyi.
Siz ne yapsanız olmaz.
En zekisi olun, gene olmaz.
En iyisi olun, en kötüsü olur.
"Bal" diye bir şey var bu dünyada, (sanki başka dünya varmış gibi) o sizde yok. Diğerinde, ötekinde var o.
Sizi bilmem ama olumsuz ve ya karamsar biri değilim ben.
Sadece gerçekçiyim.
Biz 70 yerden çalışalım, 71. yerden yeriz darbeyi.
Ama bize asıl koyan bu değildir.
1'ine çalışanın geçmesidir.
Ama alıştık artık, hadi itiraf edin.
En azından ben "seçilmiş kişiler" arasından kendi adıma konuşuyorum.
Öğrendiğim tek şey; şeçilmek her zaman iyi değilmiş, bunu öğrendim.
İşin acısı bunu öğrenmenin de faydası olmadı. :)
Diğer öğrendiklerim gibi.
Ne kadar sıkı tutunursanız tutunun, siz zorladıkça daha çok savurur sizi o rüzgar.
Ben geç olsada anladım.
O yüzden zorlamayın, benim gibi kabul edin ve "seçilmiş kişiler"den olduğunuzun biran önce farkına varın.
Şimdi gidip buz dolabından bir elma alacağım, annem 2 kilo almış.
Bana 2 kilo elma içerisinde çürük olan gelecek bilirim, artık kabulümdür.
Öğrenilmiş çaresizlik.
Bülent Ortaçgil ne demiş;
"Ve sen ben değirmenlere karşı, bile bile birer yitik birer savaşçı"
Bak bu cümlede bizden bahsediyor, "seçilmişler"den.
Benim gibi seçildiğinin farkında olanlardan.
Ama gücüne gider mi bilmem şurada yanılıyor;
"Belki de en güzeli böyle..."
Değil.

Hiç yorum yok: